LeProfBABA

  Ben Mehmet İzgil, yani nam-ı diğer LeProfBABA

1947 yılının Temmuz ayının son iki haftasındaki bir günde, Gaziantep’in ޞehreküstü Semtinde tek odalı, Gaziantep’e has taş evlerden birinde dünyaya gelmişim.

Babam, 1 ve 2 no.lu dokumacılar kooperatifinin pamuk fabrikasında hallaç ustası, annem ise çıkrık başında masura saran bir ev kadını.   Doğup ölen dört kızdan sonra doğmuş bir erkek evlat. Üzerime titremişler ”aman bir şey olmasın” diye. Ama nafile, taban toprak, üstü hasır ve Antep kilimi serili bir evde hasta olmamak içten değil...Tabii ki olmuşuz. Benimle beraber yaşayan halen  çektiğim astım hastalığı...

Neyse, penisilin iğnesinin bile zor bulunduğu bir zamanda İlk Okul (önce Yavuzlar İlkokulu, dördüncü sınıftan sonra beşinci sınıfı Ahmet Çelebi İlkokulunda okudum) sonra Ticaret Ortaokulu ve Ticaret Lisesi...

Ha... bu arada bir doktorun yanında çalıştım. İğne yapmayı öğrendim. Ticaret Lisesi ikinci sınıfına kadar da yanıda yanında çalıştığım Çocuk Mütehassısı (Uzmanı) Dr. Emin Elmacı nezaretinde sıhhiyecilik yaparak, hem eve baktım hem de kendi okul harçlığımı çıkardım. Sonra aynı doktorun kardeşi olan Arif Elmacıoğlu’nun yanında muhasebeciliğe başladım. Çünkü daha sonra mesleğim bu olacakı.

l968 - l969 döneminde Gaziantep Ticaret Lisesinden mezun oldum ve aynı sene İstanbul’a geldim. İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi... Çok istedim ama bitirmek nasip olmadı. Daha sonra 4 yıllık Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdim ve lisans eğitimimi tamamlayarak mezun oldum..

Bu arada bir şirketin muhasebe muhasebe müdürlüğünü yaptım . sonra ayrılıp kendi yerimde aynı şirkette meslek edindiğim Nakliye komisyonculu işini, daha sonra matbaacılık işini... bunda da öğrendiğim grafik (Macintosh Operatörlüğü) mesleği ile beraber son olarak yaptığım Bilgisayar alım, satım, montaj işini... işte 60 yıllık bir hayat serüveni. Bu kadarcık bilgi ile herhalde BABA’nızı tanımışsınızdır. 2022 yılı itibariyle 74 yaşındayım.

MÜZİKLE UĞRAŞIM:

Gaziantep te yazık sinemalarda, film oynamazden evvel sahneye yöresel gruplar ve sanatçılar çıkardı. Ben de böyle bir grup kurarak yazlık sinemalarda çıkmaya başladım. Tabii babamdan habersiz olduğu içinde hep bir korku ile...

Aynı zamanda Adil Kocaoğlangil idaresindeki  Gaziantep Halkevi Korosunda hem solist hem korist olarak.

Gaziantep Radyosunda Çarşamba günleri koronun programlarına katılarak. Bazan korist bazan solist olarak.

Gaziantep te kurmuş olduğum dokuz  kişilik     OОUZLAR Folklor Grubu’ndaki çalışmamın, rahmetli babamın beni yazlık sinemada yakalamasıyla son bulması ve grubu arkadaşlarıma bırakmam... ikincisi de Gaziantep Radyosunda Çarşamba günü solist olarak ”Çarşambayı Sel Aldı” türküsünü söylerken spikerin ismimi söylemesi ve yine babamın bunu duyması ile radyodaki sanat hayatımında  sonaermesi.

İstanbul’a geldikten sonra da bir iki grupta çalıştım hatta bir sanaçıyı da piyasaya adapte ettikten sonra tamamen müzikten soğudum. iyi bir dinleyici olarak kalmayı tercih ettim. Kendim çalış kendim söylüyorum. Hem stres atıyorum hem de eğleniyorum.

Hatta bir sitenin radyosunu yönetirken canlı olarak ”Eledim Eledim Höllük Eledim” türküsünü sjylemiştim.   Bu türküyü İngiltere de bulunan bir arkadaşda on dakikalık remix haline getirmişti. Bu arkadaş England Nickli - Dj Umut arkadaşımızdır .

Bundan sonra mümkün olduğunca yazmaya devam edeceğim. Şimdilik bu kadar..

SAYGILARIMLA...